Genç TV YouTube kanalına konuşan Ahmet Özhan, müzikle ilgilenmenin tehlikeleri ve insanın nefsini beslemesi üzerine uyarılarda bulundu, müziğin gücüne dikkat çekti.

Ahmet Özhan, Nureddin Cerrahî Asitanesi'nin 22. Postnişî ve Türk sanat müziğinin önemli isimlerinden biri olarak Genç TV YouTube kanalında önemli açıklamalarda bulundu. Özhan, müzikle ilgilenmenin, insanın kişisel özelliklerini başkalarına taşıması anlamına geldiğini ve bu durumun nefsin beslenmesine yol açabileceğini vurguladı. Bu sebeple müzikle ilgilenmenin çok tehlikeli olduğunu belirten Özhan, müziğin insanın benliğini büyütebileceğini, gurura ve kibire yol açabileceğini ifade etti.

Gençlik yıllarında sahnede alkışlanırken, bu alkışların ve tanınmanın nefsini kabartmaması için kendini nasıl teskin ettiğinden de bahseden Özhan, şöhretperest bir kişi olmadığını, tanınan biri olmasına rağmen müziğini yalnızca bir iş olarak gördüğünü söyledi. Özhan, "Bizim zamanımızda tek kanal televizyon vardı, bayramlarda ve eğlence programlarında hep biz vardık," diyerek o dönemin koşullarını anlattı.

Ceren Sungur, Osmanlı zamanında yayınlar, dergiler çıkartan kadınlar üst sınıflardan kadınlardı. Ceren Sungur, Osmanlı zamanında yayınlar, dergiler çıkartan kadınlar üst sınıflardan kadınlardı.

Müziğin bir araç olduğunu ve nasıl kullanıldığının çok önemli olduğunu belirten Özhan, müziğin insanın duygularını başka bir kişiye aktarabilen güçlü bir araç olduğunu vurguladı. Müzik ile sesin insan beyninde anlam kazanarak duygusal etkiler oluşturduğunu ifade eden Özhan, bunun iyisi olduğu gibi zararlısı da bulunabileceğini, müziğin işlevinin bir silah gibi olduğunu, doğru kullanıldığında faydalı, yanlış kullanıldığında zararlı olabileceğini belirtti.

Ahmet Özhan konuşmasında şu konulara değindi. ”Müzikle ilgilenmek demek kendinin bir özelliğini insanlara taşımak demektir. Çok tehlikeli bir şeydir bu. İnsanda benlik yapar bir gurura, kibire yol açar. Takdir edilmek alkışlanmak insanın nefsini kabartır. Biz zaten nefsimizi arıtmaya çalışıyoruz. Ben sahnede alkışlanırdım, buraya gelir teskin olurdum. Dengeyi kurmaya çalışırdım.

Ben çok da fazla şöhretperest bir insan olmadım. Kişiliğim, yapım itibariyle çok tanınan bir insan oldum. Televizyonlar, filmler vs. bizim zamanımızda tek kanal televizyon bayramda seyranda eğlence programlara hep biz varız yani 3 be kişi biz sektörü götürüyordu. Kanıksamıştım yani öyle ben televizyona çıkıyorum ben şuyum buyum falan derdinde değildim. İşimi o, işimi yapar kapamı buraya atardım burada herkes aynı diz çökerdim yere büyüklerimizi dinlerdik onlar söyler biz dinlerdik beraber söylemeye çalışırdık o şekilde geçti yani vaktimiz.

Gençler bu şansı bu şekilde değerlendirirler mi onu bilemiyorum. Ne bileyim, ben bana düşen zaman diliminde her şey pek bana uygun geldi. Başkası için kolay olmayabilir ama insanların nefislerini besleyecek olan müzikle ilgilenmek çok tehlikelidir.

Ses, duygunun fizyolojik olarak karşı taraf tarafından algılanmasını temin eden bir aracıdır. Frekans yoluyla karşının duyum özelliği tarafından absorbe edilip beyin tarafından işlenip anlamlandırması için bir duygu, karşıdakinin duygusunu müzik bir ses bir frekans yapıdır. İşlevseldir bu konuda işlevseldir. Tabii bunun çeşitleri var, manaları var, iyisi var, zararlısı var ama bu bir enstrümandır bu enstrümanı nasıl kullanırsan o şekilde bir silahı harpte kullandığın zaman madalya verirler sulhta kullandığın zaman cezaevine koyarlar. Müzik de onun gibidir.” dedi.

Kaynak: WOLA