Milliyet Sanat’tan Sevin Okyay ile bir araya gelerek, Başkomiser Nevzat’ın son macerası “Yırtıcı Kuşlar Zamanı” üzerine konuşan Ahmet Ümit, “Ben öleceğim ama Nevzat’ı öldürmeyeceğim,” dedi.

Türk edebiyatının önde gelen polisiye yazarlarından Ahmet Ümit, Milliyet Sanat dergisinin Ekim 2024 sayısında Sevin Okyay ile bir araya gelerek, Başkomiser Nevzat’ın son macerası “Yırtıcı Kuşlar Zamanı” üzerine konuştu. Ümit, Nevzat karakterinin hikayesinin devam edeceğini vurgularken, “Ben öleceğim ama Nevzat’ı öldürmeyeceğim,” dedi.

“Tam Günümüz Türkiye’sini Anlatıyor”

Yeni romanı “Yırtıcı Kuşlar Zamanı”nı tanıtan Ümit, eserin günümüz Türkiye’sini uyuşturucu meseleleri, kirli polisler ve çürümüş bir toplumu ele aldığını belirtti. Romanın, belki de en hızlı okunan kitabı olabileceğini ifade eden Ümit, “Bu kitapta bir iskelet bulunuyor ve vaka birdenbire Nevzat’a bağlanıyor,” diyerek eserinin temposuna dikkat çekti.

Lars Eidinger, İstanbul dünyada en sevdiğim şehirlerden biri Lars Eidinger, İstanbul dünyada en sevdiğim şehirlerden biri

“Bir İstanbul Yazarıyım”

Ümit, kendisini bir İstanbul yazarı olarak tanımlayarak, şehrin farklı dönemlerindeki durumunu aktarmanın önemine değindi. “1926’da Beyoğlu nasıldı? Bunları anlatmak çok kıymetli,” diyen yazar, geçmişi ve tarihi öneminin altını çizdi.

“Yazarlığımı Anneme Borçluyum”

“Açık konuşmak gerekirse yazarlığımı anneme borçluyum. Her şeyi anlatır. Sadece bir hikâye, masal, izlediği bir film değil. Mesela gördüğü bir olayı anlatırken de bunu kurgusal olarak anlatıyor. Bu işte kesinlikle annemin çok büyük etkisi var,” diyen Ahmet Ümit, kendi hayatının yazarlığı üzerindeki etkisini ise “14 yaşımdan 30 yaşıma kadarki politik dünyam. O politik dünyanın içinde çok sert kavgalar, polislerle kovalamaca­lar. Sahte pasaportla Moskova’ya gitmem falan. Yazarın kişisel hayatı yazdıklarını da etkiliyor. Nasıl yazacağınızı belirliyor. Benim polisiye yazma nedenim de bu. Çünkü sıkılıyorum. Sen sıkılmıyor musun? Hayat çok sıkıcı. Ama polisiye okuduğun zaman kurtuluyorsun,” sözleriyle anlatıyor.

Söyleşinin tamamı Milliyet Sanat’ın Ekim 2024 sayısında yer alıyor.

Kaynak: WOLA