Ceren Sungur, Osmanlı zamanında yayınlar, dergiler çıkartan kadınlar üst sınıflardan kadınlardı. Ceren Sungur, Osmanlı zamanında yayınlar, dergiler çıkartan kadınlar üst sınıflardan kadınlardı.

"Morî" filminin yönetmeni Yakup Tekintangaç, kısa filmin sinemanın en güçlü formu olduğunu vurgulayarak, uzun metrajlı filmlerden farklı olarak daha özgür bir yaratım süreci sunduğunu söyledi.

35. Ankara Film Festivali’nde Ulusal Kısa Film kategorisinde “En İyi Kısa Film” ödülünü kazanan Morî filminin yönetmeni Yakup Tekintangaç, kısa filmin sinema dünyasındaki önemini vurguladı. Evrensel Gazetesi’nden Kübra Kırımlı’ya konuşan Tekintangaç, kısa filmi "sinemanın şiiri" olarak tanımladı ve bu türün genellikle yeterince takdir edilmediğini belirtti.

“Kısa film, sinemanın şiiridir; sınırlı bir süre içinde güçlü bir etki yaratmaya çalışır” diyen Tekintangaç, kısa filmin sinemanın en yoğun ve etkileyici formu olduğunu ifade etti. Edebiyat dünyasında şiirin, edebiyatın en yoğun türü olarak kabul edildiğini hatırlatan yönetmen, kısa filmin de aynı şekilde sinemanın en yoğun ve etkileyici türü olması gerektiğine dikkat çekti.

Tekintangaç, kısa filmlerin ticari kaygılardan uzak, daha özgür bir üretim alanı sunduğunu belirtti. “Benim gibi geçimini sinema sektöründen sağlamayan biri için yazdığım bir senaryoyu hayata geçirmek kısa filmle daha kolay oluyor” diyen Tekintangaç, kısa filmlerin bütçesinin düşük olması nedeniyle daha az finansal ve teknik yük taşıdığını vurguladı. Bu nedenle, kısa filmlerin yönetmenlerine büyük bir özgürlük sunduğunu belirten Tekintangaç, bu özgürlüğün daha saf ve özgün projelerin doğmasına olanak sağladığını ifade etti.

Ancak yönetmen, kısa film alanındaki büyük eksikliklerden birinin festivallerin kısa filmleri "üvey evlat" gibi görmesi olduğunu da dile getirdi. Tekintangaç, festivallerin kısa filmlere yönelik bakış açısını değiştirmesi gerektiğini savunarak, sinema yapıtlarının kalitesinin sadece uzunluklarına göre değerlendirilmemesi gerektiğini vurguladı.

Kısa Filmlerin Zorlukları ve Özgürlüğü

Kısa filmler için dağıtım ve gösterim alanlarının oldukça sınırlı olduğuna da değinen Tekintangaç, “Kısa filmler çoğunlukla sadece festivallerde ve niş platformlarda izleyiciyle buluşabiliyor” dedi. Televizyonlar ve sinemalarda gösterim imkânlarının kısıtlı olduğunu belirten Tekintangaç, bunun yönetmenler için yaratıcı bir özgürlük anlamına geldiğini ifade etti. Kısa filmin ticari kaygılardan uzak olmasının, projelerin daha özgün ve yaratıcı olmasına zemin hazırladığını belirtti.

Tekintangaç, kısa filmlerin yaratıcı özgürlük açısından büyük avantaj sunduğunu ve bu nedenle sinemada özel bir yere sahip olduğunu belirtti. Bu özgürlükle sınırları zorlayan, yenilikçi anlatımların ortaya çıktığını söyledi.

MORİ, UZUN METRAJLI FİLM OLACAK

“Morî”nin başarısının ardından Tekintangaç, uzun metrajlı bir film yapmayı planladığını belirtti. Ancak, Türkiye'deki yüksek enflasyon ve finansal zorluklar nedeniyle, bu projeyi hayata geçirebilmesi için destek bulması gerektiğini ifade etti.

Tekintangaç’ın kısa filmle ilgili söyledikleri, bu türün yaratıcı sinemacılar için sunduğu sınırsız özgürlüğün ve yenilikçiliğin altını çiziyor. Kısa filmler, daha az bütçe ve zamana ihtiyaç duyarken, büyük fikirlerin ve cesur anlatımların yaşama geçmesi için güçlü bir zemin oluşturuyor.

Kaynak: Evrensel