Ahmet Ümit, “İnsanın en önemli düşünsel etkinliği bilim değil, felsefe değil, politika değil, din değil, “sanattır”. Sanat biterse insan biter.” dedi.
Erol Mütercimler'in Sözcü TV'deki Aynanın Arkası ve Komplo Teorileri programına konuk olan Ahmet Ümit, “Bilim parçalar hayatı mesela tıp, tıpın yüzlerce dalı var. Fiziğin, hukukun suç aile vs yüzlerce dalı var. Dolayısıyla herkes kendi alanında uzmanlaşır. O alanda yürür.
Hayata bütünsel bakış sağlayan insandan yola çıkarak insanı, yaşadığı ortamı şehri, köyü, memleketi, dünyayı, galaksiyi anlatan bir tek etkinlik vardır. O da “Sanat”. Sanat biterse insan biter.
İnsan yemeğe başladı. Yemeği yedi mağaraya gitti bizonları çizmeye başladı. Sanatsal etkinlik insan yaşadığı müddetçe insan için bitmeyecek bir şeydir.
YAPAY ZEKA FASON ÜRETİM YAPAR.
Yapay zekaya verileri verirsiniz. Cervantes, Homeros, Dostoyevski’yi, Nazım Hikmet’i, Yaşar Kemal’i yüklersiniz size o verilerden bir şey yaratır. Ama bu sınırlı alandır.
Sanatta kıymetli olan şey doğruyu, iyiyi, güzeli anlatmak değildir. Bunu zaten yapacaksın. Bu cepte. Sanatta kıymetli olan şey biricik olmaktır. Yeni bir şey yapmaktır. Yeni bir şey anlatmaktır. O zaman kıymetli olur.
Yapay zekâ fason üretim yapar. Dolayısıyla insan eğer sanat yapamazsa hayatın anlamı kalmaz. Eve gittiğinizde bir müzik dinlemezseniz. Bir kitap açıp okumazsanız. Bir film izlemezseniz. Anlamı yok ki bunun. Müziğin olmadığı bir dünyayı düşünebiliyor musunuz? Güzellik duygusu olmadan insan yaşayabilir mi?
SENARYO EDEBİYAT DEĞİLDİR.
Biz sadece mantıktan oluşan bir varlık değiliz. Aynı zamanda mantık dışıyız. Bir ruhumuz var. Herhangi bir makinanın empati duyması mümkün mü? Mümkün değil. Sanatı yaratan şey empati. Donkişot diye biri yaşadı mı? Yaşamadı ama hepimizi biliyoruz ki hepimizin içinde bir donkişot var. Yapay zekâ bunu yapamaz. Fason yapar.
Bu Hollywood’çuların bunu kullanmaya başladılar. Niye kötü senaryolarda senaryo edebiyat değildir. Senaryo bir başka sanat ürününün sinemanın bir alt dalıdır. Edebiyatla ilgisi yoktur. Daha çok matematiktir. Diyalogdur, kurgudur. Bunları verdiler ve bunları üretmeye başladılar. Hollywood’da emekçiler işsiz kaldı. Ama gerçek bir roman gerçek bir şiir mümkün değil.” dedi.
