Sanat editörlüğünü Ümmühan Kazanç’ın yaptığı sergide sanatçının duygu potasında erittiği anıları, birikimleri, özlemleri, tutkuları, acıları, mutlulukları bir ahenk içinde tuvale yansıttığı çok katmanlı eserleri yer alıyor.

Ressam Ahmet Yeşil’in çok katmanlı ve çok sesli eserlerinin yer aldığı sergisinin açılışına Bedri Baykam, Yusuf Taktak, Bubi, Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Meriç Hızal, Çerkes Karadağ, Server Demirtaş, Denizhan Özer, Nazlı Pektaş gibi sanat dünyasından tanınmış isimler katıldı.

Yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda sergi açan, karma sergilere dahil olan ve önemli koleksiyonlarda eserleri bulunan Ahmet Yeşil’in son dönem çalışmalarından oluşuyor.

Aslında sanatçı eserlerini oluştururken duygularının izlerini aktarmak için yola çıkmaz. Duygu potasında erittiği tüm bu duygu anıları, birikimleri, yaşanmışlıkları, özlemleri, tutkuları, heyecanları, düşüncüleri, acıları, mutlulukları resmin oluşum sürecinde bir ahenk içinde fırçanın ritmiyle tuvale yansır.

Resim bittiğinde bu ritim ahengi sanatçının kendisine de yepyeni sorular sormasına yol açar. İzleyici kadar sanatçı da resmin karşısında onlarca sorunun cevabını arar. Resim artık bir duygu denizidir. İzler, imgeye dönüşmüştür. Artık izleyici bu imgeler arasında kendi gerçeğini, kendi duygu fırtınalarını görmeye başlar. Sanatçı geri planda hem kendi resmini hem de resmini inceleyenlerini izler.

Sanat editörü Ümmühan Kazanç, Ahmet Yeşil’in sergisini “Ahmet Yeşil’in sanatını ve yarattığı sıra dışı plastik dili, görsel şöleni anlamak, duyumsamak, hissetmek için, olağanca doğallığıyla sizi içine çeken tuvallerinin karşısında biraz vakit geçirmeniz yeterli. Siz resimleri, resimler de sizi anlayacaktır…” sözleriyle anlatıyor.

“KAYIPLARIMIZI VE KİMLİĞİMİZİ ANIMSAMANIN USTACA İNŞA EDİLMİŞ BİR YOLU”

Sanat yazarı ve eleştirmen Dr. Öğr. Üyesi Fırat Arapoğlu: “Ahmet Yeşil’in çalışmalarında renk kullanımı, kompozisyon ve tema vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Doğanın güzelliği ve geçişler, ustaca yakalanır. Böylece doğanın dönüşümü, yaşamsal süreklilik ve kaçınılmaz olan, sanatçının çalışmalarında ustaca betimlenir. Bu Friedrich Nietzsche’nin izi, olmuş olan her şeyin sonsuz sayıda tekrarlanacağı fikri olan ebedi tekerrür fikriyle ilişkilendirmesine benzer. Ayrıca Ahmet Yeşil’in çalışmaları yer yer romantik ve hatta melankolik bir güzellik ve huzur içerir. Ama öte yandan kayıplar ve özlemlerle ilgilidir. Solgun renk kullanılan formlar, kaybolan bir şeyin veya birinin izlerini temsil eder. Bu, bir kişinin ölümünü, bir ilişkinin sonunu veya bir hayalin gerçekleşmemesini işaret eder. Böylece Platon’un Phaedrus’unda izi, konuşulan sözün soluk ve kusurlu bir taklidi olarak gördüğü yazıyla ilişkilendirmesinin ötesinde, Ahmet Yeşil ustaca izi görünür kılmaktadır. Bu kayıplarımızı ve kimliğimizi mütemadiyen anımsamanın ustaca inşa edilmiş bir yoludur.”

Sergi, 14 Ocak 2024 tarihine kadar Brieflyart’ta ziyaret edilebilir.

Kaynak: WOLA