Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı açıklama ile gündeme bomba gibi düşen X hastalığı hakkında Herkes Duysun’a konuşan Prof. Dr. Serhat Fındık, hastalığın laboratuvar üretimi bir virüsten kaynaklandığını söyledi.
COVİD 19 pandemisiyle senelerce sarsılan dünya, şimdi de yeni bir virüs ile karşı karşıya. Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı açıklama ile hayatımıza girdiği resmiyet kazanan X hastalığının, Covid’den 20 ila 50 kat daha ölümcül olduğu söyleniyor.
Prof. Dr. Serhat Fındık, konu ile ilgili Herkes Duysun’a yaptığı değerlendirmede çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“AKLA MANTIĞA AYKIRI BİR DURUM”
X hastalığının laboratuvarda üretilmiş bir hastalık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Serhat Fındık, “X hastalığı Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklaması ile gündeme gelmiştir. X zaten bilinmeyen demek. Ancak her ne kadar bu hastalık bilinmese de Covid’den 20 kat ya da 50 kat daha insanın canına mal olacağı biliniyor nasıl oluyorsa… Adı X hastalığı yani bilinmeyen bir hastalık olmasına rağmen bu konuda aşı çalışmalarına başlandığı da Dünya Sağlık Örgütü ve ona bağlı çalışan kuruluşlar tarafından açıklandı. Bu da akla mantığa aykırı bir durum ama şu an görünen bu. İleride bir pandemi olacak ve ne zaman olacağı belli değil ama hastalığın adı belli, o da bilinmeyen hastalık. Bilinmeyen hastalığın ne kadar cana mal olacağı yaklaşık olarak biliniyor. Bilinmeyen hastalığın aşısı da araştırma aşamasında yani baştan sona aslında ‘akıl tutulması’ olarak nitelendirebileceğimiz bir olaylar dizini.”
“DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜNÜN AÇIKLAMALARINI GÜVENİLİR BULMUYORUM”
Dünya Sağlık Örgütünün peş peşe yaptığı “tedbir alın” açıklamalarını güvenilir bulunmadığını belirten Prof. Dr. Serhat Fındık, “Dünya Sağlık Örgütü kendi açıklamalarında aslında takılan maskelerin hiçbir şekilde hastalığı önlemediği, bulaşmayı önlemediği tam aksine insanların, oluşacak hastalıkları ağır geçirmelerine yol açtığını kendi ağzıyla da dile getiren bir kuruluştur. Ben hiçbir anlamda bu konudaki görüşlerini dikkate alınır ve güvenilir olarak bulmuyorum.” ifadelerini kullandı.
“HEDEFLERİ COVİD’DE OLDUĞU GİBİ KAPANMA GERÇEKLEŞTİRMEK”
X hastalığı ile Covid’de olduğu gibi bir kapanmanın hedeflendiğine değinen Prof. Dr. Serhat Fındık, “Hedefleri Covid’de olduğu gibi bir kapanma gerçekleştirmek ama bunu yapamazlar. Artık dünyadaki insanlar bu konuda çok uyandılar. Yine takılan maskeler nasıl ki hastalığı önlemeyip daha ağır geçirmesine yol açtıysa kapanmaların da aynı şekilde ölümleri artırdığı bilimsel olarak kanıtlanmış. Yani hiçbir bilimsel veri ortaya koyarak karantina sürecinin zorlanmasına gidilemez ve insanlar da bunu kabul etmezler.” dedi.
Olası bir hastalık durumu karşısında yapılması gerekenleri de sıralayan Prof. Dr. Serhat Fındık, şu ifadeleri kullandı:
“Yeterince su içilsin, C vitamini, D vitamini, magnezyum gerekirse çinko, bakır alınsın ve beslenmemize dikkat edelim. Etimizi yiyelim, yumurtamızı diyelim, sebze meyvemizi de tüketelim. Hazır gıdalardan kaçınalım ve uyku düzenimizi de sağlıklı tutalım. Bu şekilde hiçbir virüs bizi etkisi altına alamaz.”
“AMAÇLARI PLANLI BİR ŞEKİLDE VİRÜSÜ YAYMAK”
Virüsü üretenlerin hedeflerinin planlı şekilde virüsü yaymak olduğunu söyleyen Prof. Dr. Serhat Fındık, “Hedefleri bu. Aynı Covid’de de olduğu gibi; ki onunda ‘man made’ yani ‘insan yapımı’ olduğu da artık kesinlik kazandı, yani doğal bir hadise değil. Bunda da planları bitmiyor. Böyle bir planları var, böyle bir kurguları var, böyle hazırlıkları var ama dediğim gibi bence başarılı olamayacaklar. Yeter ki insanlarımız akletmeyi bilsinler, sorgulamayı bilsinler ve her denileni yapmasınlar.” şeklinde konuştu.
“LABORATUVAR VİRÜSÜ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
İnsanlığın bir laboratuvar virüsü ile karşı karşıya olduğunu belirten Prof. Dr. Serhat Fındık, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Bir laboratuvar virüsü ile karşı karşıyayız. ‘Gain of function’ deniliyor bu tip test ve deneysel çalışmalara. Yani bir mikroorganizmanın güçlendirilmesi asıl gayeleri ve direkt olarak fonlandıkları yer de zaten ABD’dir. ABD ve Pentagon bunların çalışmalarına gerekli fonu sağlıyor. Ancak ABD’de bu tip çalışmaların aslında yapılmaması gerektiği ve fonların kesilmesi gerektiği yönünde de senatörlerin yaptığı çok ciddi çalışmalar var.”