Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4 Mayıs’tan itibaren yeni binasında ziyaretçilerini ağırlamaya başlayan İstanbul Modern Sanat Müzesi’ne gerçekleştirdiği ziyarette bir konuşma yaptı.

Erdoğan, “Farklı düşünen sanatçılarımızı tehdit ettiler. Üzerlerine mahalle baskısı kurarak, bir korku iklimi oluşturarak bu insanları sindirmeye çalıştılar. Ülkenin, milletin hatta doğrudan sanatçılarımızın hayrına olan işlerde bile maalesef bu hoyrat tavırlarından vazgeçmediler.” dedi.

SANATÇILAR VE SANAT DALLARI ARASINDA AYRIM YAPMIYORUZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sıkıntıların hepsini de göğüslediklerini dile getirerek, “Her tuzağı bozduk, her engeli aştık ve bugünlere geldik. Türkiye’nin tüm kültür ve sanat hazinesini en üst düzeyde, en verimli şekilde değerlendirmenin çabası içerisindeyiz. Kültür ve sanat hayatımıza zenginlik katacak, bu alanda çeşitliliği arttıracak her türlü eseri, her türlü projeyi teşvik ediyoruz. Sanatımıza katkı veren herkese, tüm sanatçılarımıza destek olmayı görev telakki ediyoruz. Sanatçıları ve sanat dalları arasında ayrım yapan değil, tüm değerlerini bağrına basan kuşatıcı bir yaklaşımla hareket ediyoruz” ifadelerini kullandı.

ABİDE ESERLERLE KÜLTÜR SANAT DÜNYAMIZIN FİZİKİ ALTYAPISINI GÜÇLENDİRİYORUZ

Eskiden resmî ideoloji tarafından cezalandırılmış, yasaklanmış, ötelenmiş kim varsa, hangi fikir ve sanat insanı varsa hepsine kucak açtıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Türk şiirinin duayen ismi Nazım Hikmet’e vatandaşlıktan çıkarıldıktan 58 yıl sonra yeniden Türk vatandaşlığı veren biz olduk. Bir yandan yılların ihmallerini giderip yanlışlarını düzeltirken, diğer yandan da yerelden evrensele uzanan yeni bir anlayışı hâkim kıldık. Hiçbir komplekse kapılmadan insanlığın ortak birikiminden azami derecede istifadenin gayretindeyiz.

Her yıl tevdi ettiğimiz Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerimizle kültür sanat insanlarımıza sahip çıkıyoruz. Ülkemize, sanatçılarımıza ve sanatseverlere hizmet edecek abide eserlerle kültür sanat dünyamızın fiziki altyapısını güçlendiriyoruz.

İstanbul’a Atatürk Kültür Merkezi’ni, Ankara’ya Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası binasını kazandırarak önemli bir eksiği giderdik. Bir bütün olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, bilhassa da kongre ve kültür merkezi sergi salonu ve millet kütüphanesi gibi özgün mimari ürünü yapılarımızla tarihe imza attık.”

Editör: Feridun Özbek