Türk resim sanatının köşe taşı isimlerinden Üsküdarlı Hoca Ali Rıza’nın İstanbul’u ve yaşadığı zamanın ruhunu sanatla anlatan eserlerinden oluşturulan çok özel seçki Nevmekân Sahil Galeri'de!

Son yıllarda Üsküdar’da açılan sanat değeri en yüksek sergilerden biri olma özelliği taşıyan "Sanat Aşığı Bir Derviş Meşrep & Üsküdarlı Hoca Ali Rıza" sergisinde 1900’lü yılların başında yapılan ve aralarında paha biçilemeyen tabloların da yer aldığı, Kültür Bakanlığı envanterinden özel olarak getirilen tabloların yer alıyor.

Sergi, 7 Mayıs tarihine kadar Nevmekân Sahil Galeri'de sanatseverlerin ziyaretine açık kalacak.

 

Üsküdar Belediyesi, ressam Hoca Ali Rıza’nın hayatını, sanatını ve eserlerini bir kitap olarak derleyecek.

Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, “Dervişane bir hayat yaşayan, sabırlı bir eğitimci olan, milli hislerle üreten vatanperver bir sanatçı olarak Hoca Ali Rıza resimlerinin yanında yazdıkları ve söyledikleriyle de günümüz sanatçılarına güçlü mesajlar bırakmıştır. Elinizdeki bu kitabın hazırlanmasında işte bu noktaların payı büyüktür. Vefatının üzerinden 100 yıla yakın bir süre geçmesine rağmen eskimeyen, yeni kuşaklar tarafından sevgiyle, saygıyla takip edilen Hoca’ya dair yazılmış çok iyi metinleri bu vesileyle derledik.’’ dedi.

Beşir Ayvazoğlu, Üsküdarlı Hoca Ali Rıza ile ilgili Üsküdar Kültür Sanat ve Medeniyet Dergisi 10. Sayısında şunları yazdı.

Onun tabiata sadakati, yani gerçekçiliği herhangi bir Batılı ressamınkine benzemezdi; ince bir şair hassasiyeti ve mistik bir heyecanla âdeta eşyanın ve manzaranın içine dalıverirdi. Paletindeki renkler saydamdı; resimlerine dikkatle bakılırsa, görünenlerin ardındaki görünmeyeni göstermek istiyormuş gibi bir duyguya kapılmak mümkündür.

Hoca Ali Rıza, kalemi ve fırçayı tarihimizin kritik bir döneminde eline almış, medeniyetimizin hızla yok olmakta olan güzelliklerini resim sanatının diliyle kayda geçirmek için insanüstü bir gayretle çalışmaya başlamıştı.

Hoca Ali Rıza, akademi çevresinin kendisi ve arkadaşları hakkında ne düşündüğünü bildiği halde bir derviş sabrıyla çalışmaya devam etmiş, benzersiz tekniği ve şairane hassasiyetiyle milletinin hayatına tercüman olmaya devam etmişti.

İstanbul’un inkıraz halindeyken bile Le Corbusier’yi hayran bırakan bahçe-şehir kimliğini henüz koruduğu yıllarda, yanından hiç eksik etmediği kalem, fırça ve boyaları kullanarak dar ve gölgeli sokakları, mütevazı ahşap evleri, mescitleri,çeşmeleri,kır ve mahalle kahvelerini servili mezarlıkları, karakteristik ağaçları, özellikle çok sevdiği fıstık çamlarını resmederek ebedileştiren bu büyük ressam, günlük hayatta kullanılan çeşitli eşyaların yanı sıra kahve ve ev içlerini de bir belgeselci titizliğiyle resmin diline sadakatle aktarırdı.

Üsküdarlı Hoca Ali Rıza’nın sanatı aslında ülkesinin güzelliklerini küçümseyip aşağılayanlara efendice bir meydan okuyuştu, denebilir.

Editör: Feridun Özbek