Yeşilçam’ın efsane ismi Kemal Sunal, yaşadığı evin çok yakınında bulunan bir parkta kurulacak müzede ölümsüzleşecek. Barış Manço Müzesi’ni de kuran Sunay Akın Kemal Sunal müzesinin de danışmanlığını yürütüyor.

Sunay Akın Gazete Kadıköy’den Gökçe Uygun’a verdiği röportajda İBB Göztepe 60. Yıl Parkı'nın içindeki bir hizmet binasında hayata geçecek olan Kemal Sunal müzesine dair merak edilenleri anlattı.

Sunay bey, sizin Kemal Sunal’ınız kimdir?

Biliyorsunuz şu an içinde bulunduğumuz İstanbul Oyuncak Müzesi aile köşkü. Ben Kemal Sunal’ı ilk kez bu köşkte tanıdım. Abimin kızı Sinem, Kemal Sunal’ın kızı Ezo ile sınıf arkadaşıydı. Ezo buraya geliyordu Sinem'le oynamak için. Kemal Sunal da onu bırakıyordu, sonra da almaya geliyordu. Onun hakkında ilk yargım çok iyi bir baba olduğu idi. Onca yoğun sanat hayatına rağmen ailesine, çocuklarına her zaman ilgi gösteren biriydi.

KEMAL SUNAL BİR DENİZ FENERİYDİ

Sinemadaki Kemal Sunal ne ifade ediyor peki size?

Onun tiyatroculuğu çok önemli, biz her ne kadar onu daha çok filmleri ya tanıdıysak ki Türk sinemasında mükemmel işler yapmıştır ama ondan önce bir tiyatro emekçisidir. Yoğun bir şekilde tiyatronun her alanında çaba sarf etmiş çok değerli bir sanatçı. Cumhuriyetin aydınlanma tarihinde o ışıktan yetişmiş bir sanatçı ve dikkat edin bu yüzden de tüm filmlerinde hep adaletsizliğe ve haksızlığa karşı durdu. Hakkı yenilen, emeği çalınan sömürülen, aldatılan insanların sesi oldu. Sinemada bir duruşu vardı. Onu hiçbir zaman talancı, yağmacı, rantçı bir rolde göremezsiniz. Hep tam tersidir. Sanki o filmleri yaptığı yıllarda, ülkemizin 2000'li yıllardaki halini bir gönderme var gibi. Onun filmlerinde Kemal Sunal'ın karşısındaki vurguncu, talancı, yağmacı, dini kullanan anlayışın bugün Türkiye'de egemen olduğunu görüyoruz ne yazık ki. Demek ki Kemal Sunal bir deniz feneriydi, toplumu uyaran, geleceği aydınlatan. Bu nedenle ölümsüzdür o.

Kendisi Kadıköylüydü değil mi?

Evet. Gül abla (Gül Sunal) ile evlendiklerinde karşı oturmuşlar ama hayatlarının büyük bir bölümünü Kadıköy'de geçirdiler, Cemil Topuzlu Caddesi'nde.

Müze fikri nasıl oluştu?

Bu müzenin kurulma kararı aileden çıktı. Ne mutlu ki Gül abla onun hatıratını toplumla paylaşıp geleceğe miras bırakmak istiyor. Çok sevgili kardeşim -belediye başkanlığından önceye dayanır bizim dostluğumuz-  Ekrem kendisi çok okuyan, sanata ilgili, koleksiyonları olan aydın bir insan. Şansımıza o da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olunca, ortak bir sohbetimizde bu konu ortaya çıktı.

Ne zamandan bahsediyoruz?

Epey oldu, pandemiden önceydi. ‘İstanbul'a neden bir Kemal Sunal müzesi kazandırmayalım’ diye konuşuldu o sohbette. Bana sorsanız, ben zaten müzeciyim. Bana kalsa bütün tarihi binalarımız müze olmalı. Müze olması demek halkın olması demek.

Müze için yer arayışı diyorduk…

İBB Göztepe 60. Yıl Parkı'nın içindeki Park ve Bahçeler Müdürlüğü'ne ait 2 katlı hizmet binasında karar kılındı. Ki burası Kemal Sunal'ın oturduğu eve de çok yakın. Kendisi o parkta çokça vakit geçirirdi. Tabii ki orada çalışanlar çok değerli hizmetler veriyorlar ama 15-20 kişinin her gün sabah akşam mesai için gittiği bir yer yerine,  halkın Kemal Sunal için toplandığı bir bina olması daha iyi.

Müze çalışmaları ne aşamada?

Bina güçlendirildi, restore edildi. Sahne tasarım sanatçısı Ayhan Doğan ve ekibi uzun süredir bu işin üzerinde çalışıyorlar. Henüz binanın içine girmedik ama çok yakında giriyoruz, eli kulağında. Sizinle konuştuktan birkaç gün sonra bile olabilir.

SON BAVULU SERGİLENECEK

Kadıköy’ün durumu ayrı bir röportaj konusu olacak kadar derin. Müzeye dönelim. Neler sergilenecek?

Sevgili Gül abla Kemal Sunal'ın bütün hatıratını Tuzla'daki yazlıklarında muhafaza ediyor; filmlerde giydiği kıyafetler, fotoğraflar, belgeler, Sunal’ın antika kilit koleksiyonu…

Sinema tarihini de yansıtan bir müze olacak sanırım.

Elbette. Tarık Akan, Münir Özkul, Ayşen Gruda, Zeki Alasya, Metin Akpınar ve daha niceleri de olacak. Bu anlamıyla bir sinema müzesi niteliği de taşıyacak. Kemal Sunal sinemada bir halk adamıydı. Zaten Cumhuriyet de o değil midir? Bir Cumhuriyet müzesi olacak burası aslında. Cumhuriyet ne demek? Herkesin eşit yurttaş olması. Senin paran var diye, senin partinin iktidarda diye sen üstün değilsin.

Türkiye’ye gelen turistler için ne ifade edecek bu müze?

Sadece yerli halk değil yabancı turistler için de anlam taşıyacak. Biz tüm sanatçılarımıza hak ettiği değeri verip onları dünyaya da tanıtmalıyız. Sen İstanbul'da Kemal Sunal Müzesi kurmazsan Norveçli onu nasıl tanıyacak? Tabii ki tanımaz.

Son olarak şunu sorayım; Kadıköy, Kemal Sunal Müzesi’ne ne zaman kavuşabilecek?

Yakında uygulamaya geçeceğiz. Acele etmiyoruz. Çok şey hazır aslında. Kısa sürede diyelim. Biz buna mimari bir proje olarak değil sanat projesi olarak bakıyoruz. Misal bir ressam tablosunu bitirip karşısına geçip şöyle bir bakış attığında bir şey fark eder, gider bir noktaya fırça darbesi atar. Yahut bir şair, şiirini bitirdikte sonra bir kelimeyi değiştirir ya. İşte bunun için bir sürece ihtiyacı vardır. Bizim de öyle. Amacımız yılbaşına doğru açmak… İnsanlar yeni yıla yeni umutlarla girer ya, İstanbul da yeni seneye yeni bir müzeyle başlasın niyetindeyiz.

Editör: Feridun Özbek