Ülkemizde tiyatro ve sinemanın öncü ismi Muhsin Ertuğrul vefatının 44. Yılında Gökhan Akçura’nın hazırladığı kitapla anıldı.
Gökhan Akçura kitabında, alanının uzman isimleri usta sanatçıyı çok yönlü ele alıyorlar. İdareci Ertuğrul’un iş yaşamındaki iniş çıkışlarından Avrupa ve Sovyet Rusya’ya seyahatlerini, getirdiği yenilikleri, ilk özel tiyatroyu kurma hikâyesini anlatıyorlar; kısaca sahneden beyaz perdeye, seyirciyle hemhâl olmuş bir portre çiziyorlar…
İBB Yayınlar Koordinatörü Cengiz Özkarabekir, “İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu, çıkardığımız bütün kitaplarla yakından ilgileniyor. Özellikle Muhsin Ertuğrul Kitabı’nın ve yakında çıkacak olan Cemal Reşit Rey Kitabı’nın hazırlanmasını çok istedi. Muhsin Ertuğrul Kitabı’nı Gökhan Akçura’nın editörlüğünde, alanında uzman yazarların metinlerinden oluşan bir çalışma olarak planladık. Yaklaşık bir yıllık bir hazırlık evresinden sonra sizlerle buluşturuyoruz” dedi.
Kitabın yazarları arasında olan ve aynı zamanda İBB Şehir Tiyatroları başdramaturgu Hilmi Zafer Şahin de, Gökhan Akçura’nın yazma daveti üzerine kitapta yer aldığını ve Muhsin Ertuğrul’un anıları üzerinden bir yazı hazırladığını söyledi.
Kitabın tanıtım bülteninde bir kesit…
Türk tiyatrosunun kuruluşunda öncü bir isimdir Muhsin Ertuğrul. Tiyatronun önünden geçende bile emeği vardır! Birçok sahnenin açılışına, programlar hazırlanmasına önayak olur; yönetir, uyarlar, çevirir. Hem İstanbul’da hem Ankara’da hem İstanbul Şehir Tiyatroları’nda hem de Devlet Tiyatrosu’nda nerede bir tirat atılsa nerede bir sufle verilse oradadır Muhsin Ertuğrul. Talimat da yazar oyun metni de. Hamlet’i o hazırlar hesaplaşmaya, Faust’a o çektirir derdi tasayı. Darülbedayi günlerinden beri durmaz hiç. Yeri gelir perdenin ipini çeker yeri gelir suflör meselesine aldırış eder. Suflör kapağını kaldırtan da odur “işi olmayan”ın kulise girmesini yasaklayan da. Seyirciye katı kurallar getirmekten geri durmaz büyük tiyatrocu. Saygı duyduğu seyirciden saygı bekler.
Muhsin Ertuğrul aynı zamanda Türk sinemasının da öncülerindendir. Öyle ki bir döneme adını vermiş, yıllar boyu tek başına filmler çekmiştir. Lebleci Horhor’dan Halıcı Kız’a nice filmde kamera arkasında o vardır. Bazen kameranın önünde de gözükür…
Ve Ertuğrul bugün hâlâ çıkıyor sahneye, vuruyor perdeye…