Restorasyon süreci, 2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından başlatılan İstanbul'un ikonik yapılarından Kız Kulesi, iki yıllık restorasyon çalışmasının ardından yeniden açıldı.

Geçmişi M.Ö. 410 yılına uzanan Bizans yapısı, yeni cephesiyle aslına uygun bir müzeye dönüştürüldü.

Bakanlığın açıklamasında, restorasyon çalışmasının amacının yapıya sonradan eklenen ve aslına uygun olmayan ekleri temizlemek olduğuna işaret edilirken restorasyon esnasında kulenin depreme karşı sağlamlaştırıldığı kaydedildi.

Bizans İmparatorluğu döneminde Boğaz'dan geçen gemileri kontrol etmek ve vergi toplamak için bir gümrük noktası olarak kullanılan kule, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, 1800'lü yıllardaki kolera salgını sırasında gözetleme kulesi, deniz feneri ve karantina noktası olarak hizmet verdi.

ORJİNALİNE SADIK KALINARAK RESTORE EDİLDİ

İstanbul'un simge yapılarından Kız Kulesi'nin açılışında konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, restorasyonu tamamlanan tarihi yapılarla ilgili, "İkonik yapıları restore ederken özellikle turizm bölgelerindeki işlevselliklerini değiştiriyoruz. Vatandaşın kullanımına açık hale getiriyoruz. Turizmden pay almasını istiyoruz." dedi.

Kulenin 2. Mahmud dönemindeki orijinal haline sadık kalınarak restore edildiğinin altını çizen Ersoy, restorasyonun Prof. Dr. Feridun Çılı, Prof. Dr. Zeynep Ahunbay ve Ağa Han Mimarlık Ödülü sahibi mimar Han Tümertekin'den oluşan bilim kurulunun rehberliğinde gerçekleştirildiğini, yapının sağlam şekilde gelecek kuşaklara aktarılması için depreme karşı güçlendirildiğini ve çevresindeki platformun da tamamen yenilendiğini söyledi.

MAYIS AYI SONUNA KADAR ÜCRETSİZ

Mehmet Nuri Ersoy, "Bir anıt müze şeklinde olacak. Vatandaşlarımızın rahat seyredebilmesi için mayıs ayı sonuna kadar ücretsiz yaptık. Buraya ulaşım da ücretsiz olacak. 1 Haziran'dan itibaren de müzekart geçerli olacak. Işık gösterilerini her akşam düzenli bir şekilde yapacağız.Şimdiden hepimize hayırlı olmasını diliyorum."

"DOĞU TARAFINDA KAPALI OLAN FATİH DÖNEMİ KAPISI ORTAYA ÇIKARILDI"

Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, restorasyon sürecinde yapıyı daha iyi tanıma fırsatı bulduklarını belirterek, "Üstü kapalı olan avlu açıldı. Seğirdimlerde dolaşma, tarihi yarımadayı izleme imkanı doğdu. Katlara daha iyi bir şekilde çıkılabiliyor. Üst seviyeden şehre rahatlıkla bakılabilecek. Restorasyonun amacı, var olan tarihi bilgileri pekiştirmek ve bilinmeyenleri açığa çıkarmaktı. Bu süreçte de böyle bir tarihi deneyim kazandık. Özellikle doğu tarafında kapalı olan Fatih dönemi kapısı ortaya çıkarıldı. Bu da bizim için bir kazanç oldu." değerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. Feridun Çılı da restorasyon çalışmalarıyla yapıya sonradan eklenmiş unsurların kaldırıldığına dikkati çekerek, "Kale kısmındaki çelik yapı, seyir kotu üzerindeki ağır betonarme yapı tamamen kaldırıldı. Yerine betonarmeye göre çok daha hafif bir yapı oluşturuldu. Yapı hafifletildi. Yapılan hiçbir şey saklı gizli değil. Her şey açıkta. Her şeyi göreceksiniz." ifadelerini kullandı.

Mimar Han Han Tümertekin ise yapının içinde bir yaya dolaşım alanı kurguladıklarına işaret ederek, yapının her kullanımında cephesinde farklı pencereler açıldığını ve merdivenleri de bu pencerelerin kullanımını engellemeden tasarladıklarını sözlerine ekledi.

DEPREME KARŞI TÜM ÖNLEMLER ALINDI

Aynı zamanda restorasyon çalışmaları sonucu, olası bir deprem veya zemin hareketinde yapının zarar görmemesi için ada etrafına çelik-beton bütünleşik kazıklar da yapıldı. Yapı çevresi betonarme destek kirişleri ve donatılı saha betonarme döşemesiyle ada etrafındaki ana kayaca ankre kazıklardan destek alarak güçlendirildi.

Ayrıca kuleye giden temiz su hattı elden geçirildi, enerji hatlarının yenilenmesi yapıldı. Eski durumda pis su arıtma ünitesi ya da kanalizasyona erişim bulunmadığı için bununla ilgili yer altı biyolojik arıtma sistemi de yapıldı.

Çevre düzenlemesi kapsamında ziyaretçilerin oturup dinlenebileceği, aynı zamanda dalgalara karşı set oluşturan ve aydınlatma cihazlarına sahip deniz ortamına dayanıklı prekast üniteler yerleştirildi.

Editör: Feridun Özbek