Bir ipin ucuna bağlı terazinin dengesini bozma ağırlığında, boşluk hissinde, çürümeye başlayan bir elmada, sesi kesilmiş bir kuşta, bir kafatası görünmeden önce ortak bir yaşam var. Çürümenin öncesi var. Sanatçının zaman içinde çeşitlenen imgelerle kurduğu kompozisyonlar sadece ölümün hatırlatıcısı olmuyor, birbirinden kopuk görünen nesnelerin, yasamış̧ ve yasanmış̧ olanın zamanına bir bakış sunuyor.
Karakalem ve yağlıboya resimlerden oluşan sergide, Erman Gürcüm’ün resimleri bir figürü farklı anlamlarla ortaya çıkarırken bir nesnenin sembolik görüntüsüyle sizi karşı karşıya bırakıp, mesafeyi azaltan bir ilişkiyle izleyene yakınlaşıyor. ‘’İlk, Sen ve Son’’ keskin sınırlarla çizdiğimiz dünyanın görüntülerindeki belirsizliği çeşitlendiriyor. Sergide yer alan resimlerde zamanı ve yaşamı; manzaralarda, kafataslarında, nesnelerle kurulan kompozisyonlarda, boşluk kullanımında seziyorsunuz.
‘’İlk, Sen ve Son’’ 25 Mart’a kadar Gallery 11.17’de sanatseverleri bekliyor.