İbrahim Tenekeci, “Filistin coğrafyasında ki bütün postanelerinin damgalarını dokümanlarını Yahudiler topluyor. Toplayıp gömüyorlar, saklıyorlar. Her biri aynı zamanda vesika. Bunu gördüm. O yüzden koleksiyonu yapmaya başladım.”dedi.

Saadettin Acar moderatörlüğünde Beykoz’da gerçekleşen “Gündem Dışı Konuşmalar” programına katılan şair yazar İbrahim Tenekeci, “Kişisel merak olarak Osmanlı coğrafyasında, Anadolu’da ismi değişen yerler üzerine çalışmıştım. Birincisi Yunanlılar, Bulgarlar kendileri yapıyorlar. İkincisi Osmanlı’nın kendisi yaptığı var. Üçüncüsü İttihat ve Terakki’nin yaptığı bir adım var. Son olarak ta cumhuriyet döneminde yapılanlar var. Oradan çok ilginç hoşuma giden şeyler çıkmıştı. Mesela Ordu Mesudiye ilçesinin orijinal ismi Hamidiye Abdülhamid tahttan indirilince ismi değiştirilmiş. Adana’nın Ceyhan ilçesinin orijinal ismi Hamidiye’dir. Çerkezköy’ün orijinal ismi Türbedere’dir.

Böyle bin tane var. Araştırdım bazılarına gittim. Böyle bir merakım vardı. Yemen’den Bosna’ya kadar bütün o bölgedeki ismi değişenleri çalışıp ezberlemiştim. Mesela “ha hasana ha sana”, hasana Arabistan’da bir belde adı postanesi de var. Sanada Yemen’de bir şehir. Askerliğinde Halep Sanaya düşmüş. İkisi de çok zor yer. İkisinden de dönmek zor olur. “Ana gibi yar Bağdat gibi diyar olmaz” vs. Ana Bağdat’ta bir kaza ismidir ve postanesi vardır. Geçenlerde damgasını buldum. Bir koleksiyoncudan aldım.

Aytül Akal, önceliğiniz para değil mutluluğunuz olsun. Aytül Akal, önceliğiniz para değil mutluluğunuz olsun.

FİLİSTİN COĞRAFYASI POSTANELERİNİN DAMGALARINI, DOKÜMANLARINI YAHUDİLER TOPLUYOR.

Osmanlı posta tarihine merak salmıştım. 12 yaşında kendi paramla Kağıthane’de postaneye gitmiştim. Pul almak için, koleksiyon yapacağım. Böyle küçük bir çocuğun düzgün konuşup pul istemesine oradaki memur şaşırdı. Çok ilgilenmişti benimle pul defterin var mı? demişti ve pulları nasıl saklayacağımı anlatmıştı. 13 buçuk yaşındayken tek başıma Kağıthane’den Mecidiyeköy’e gidip orada pulcu vardı. Pul alıyordum. Esasında oradan itibaren merakım başlıyor.

Fakat o bilinçte olmak sonra yaptığının puldan ziyade posta tarihi gibi bir şey. Mesele Osmanlı’nın postanelerinin damgalarını, dokümanlarını biriktirmek. Onlar hem de vesika.

Mesela ben Filistin coğrafyasının posta tarihi koleksiyonunu yaptım. Neden çünkü şunu gördüm. Filistin coğrafyasında ki bütün o postanelerinin damgalarını dokümanlarını Yahudiler topluyor. Toplayıp gömüyorlar, saklıyorlar. Her biri aynı zamanda vesika. Akka damgası, Yafa, Hayfa, Beytüllahim vs. o koleksiyonu yapmaya başladım. Fakat benim bütçem kısıtlıydı. O insanlar damganın peşinden koşanlar hakikaten varlıklı, zengin insanlar kendimce yine de bir bütün oluşturdum.

Fakat bizde şöyle bir şey var. Twitter hesabımı takip edenler görmüştür. Geçen gün 2 tane nadir kıymetli doküman yayınladım. 40 RT vs. aldı. Başka bir şey atında 1500 RT oluyor. Kabaca durumumuz bu aslında. Daha şuurlu, bilgili, bilinçli daha vesikaya, tarihe dayalı.

POSTA TARİHİ KOLEKSİYONU BANA BUNU KAZANDIRDI

Milletlerin bir genetik yapısı vardır. Milli hafıza dediğimiz şey bugün kullandığımız harfler, rakamlar bizim için yaklaşık 100 senelik şeyler. Mesela ben bütün o şeyleri hafızamız 1000 sene aynı alfabeyi kullanmışız aynı rakamları. Harflerimiz sağdan akar rakamlar soldan son 100 seneyi saymıyorum. Hala o alışkanlık vardır. Bir şeyi dizerken sağdan dizmeye başlarız. Gazeteyi okurken sağdan açarız okumaya başlarız. Ben onu fark etmiştim. Tarihleri miladi ezberleyince aklımda tutamıyorum. Hicri ezberleyince aklımda tutabiliyorum bunu fark etmiştim. Hicriyi miladiye çevirmek kolay. Posta tarihi koleksiyonu bana bunu kazandırdı.” dedi.

Kaynak: WOLA